Hocalı katliamının 30 yıl dönümünde Azərbaycan Milliyyetçi (Bozkurt) Demokrat Partisinin

26/02/22 11:23

Beyanı

Aziz ve Yüce Türk Milleti

Bundan tam 30 yıl evvel Sovyet Rusya‟nın yine bir Şubat ayı olan

„25 Şubat‟ı 26 Şubat‟a bağlayan gece 366. Rus Motorize Alayı tarafından desteklenen Ermeni çeteci birliklerle, abluka altına aldıkları Hocalı kasabasına girerek tüm dünyanın sessiz kaldığı uluslararası hukuk ve insanlığın çiğnendiği gözler önünde bir kış ayında, 1.300 kişinin hunharca şehit edildiği, 1.275 kişinin esir alındığı, yüzlerce çocuğun da öksüz ve yetim bırakıldığı bir vahşet ve katliam gerçekleştirdi.

  1. yüzyıldan itibaren Rusya‟nın Kafkasya politikası çerçevesinde Ermeni nüfusun yerleştirildiği Dağlık Karabağ, bu tarihten itibaren Ermenistan‟ın gündemine girdi. Ermenistan‟ın SSCB döneminde hukuken Azerbaycan‟a ait olan bölgede hak iddia etmesi sonucu da Karabağ Savaşı başladı.

SSCB döneminde hukuken Azerbaycan‟a tabii özerk bir bölge olan Dağlık Karabağ; Azerbaycan, Ermenistan ve İran‟ı kontrol edebilecek bir konumda olan Kafkasya‟nın en stratejik noktalarından birinde bulunmaktadır. Sovyet döneminde Karabağ‟ın demografik yapısı Rusya tarafından şekillendirilmeye çalışıldı.

1826 yılında Karabağ Hanlığı‟nı işgal eden Rusya, bölgede Ermeni nüfusun artırılmasını sürekli teşvik etti; bu amaca matuf olarak İran ve Anadolu‟da yaşayan Ermenileri bölgeye yerleştirdi.

  1. yüzyılda da aynı politikasını devam ettiren zalim ve katil Rusya, Ermenilerin bölgede iskân edilmesini teşvik ederken Azerbaycan Türkleri uluslararası hukuk da hunharca çiğnenerek bölgeden göç ettirilmeye yönelik bir politika izlendi.

1980‟li yılların ikinci yarısında -Sovyetler Birliği‟nin dağılma sürecine girdiği dönemde- Ermeniler, Gorbaçov‟un “perestroika” (yeniden yapılanma) ve “glasnost” (açıklık) politikalarını da fırsat bilerek Dağlık Karabağ bölgesinde hak iddia etmeye başladı. Gorbaçov‟un ekonomi başdanışmanı Aganbekyan‟ın 1987 yılının Kasım ayında “Dağlık Karabağ Ermenilerindir ve bu topraklar Ermenistan‟a ilhak edilmelidir.” şeklindeki açıklaması akabinde, bölgede yaşayan Ermeniler Ermenistan‟a bağlanma adına gösterilerde bulunmaya ve Azerbaycan Türkleri‟ne yönelik şiddet eylemlerine başvurmaya başladı. Rusya‟nın Kafkasya politikası sonucu Dağlık Karabağ‟da Ermeni nüfus çoğunluk durumuna geçerek, SSCB‟nin dağılma dönemine girdiği 80‟li yılların ikinci yarısından itibaren Ermenistan‟ın bölgede hak iddia etmesiyle Dağlık Karabağ Sorunu‟nu doğurdu. SSCB‟nin dağılmasının ardından Ermenistan ve Azerbaycan‟ın bağımsızlıklarını ilan ettiği 1991 yılında, Dağlık Karabağ‟daki Ermenilerin Dağlık Karabağ Cumhuriyeti‟ni ilan etmesiyle iki devlet arasındaki gerilim savaşa dönüştü. Savaş süresince Rusya‟nın da desteğini alan Ermenistan ve Taşnak Çeteleri, Karabağ bölgesine Ermeni nüfusu yerleştirme ve Azerbaycan Türkleri‟ni bölgeden sürmeye yönelik bir politika izledi. “Denizden denize Ermenistan” projesi ile Hazar‟dan Karadeniz‟e Büyük Ermenistan‟ı kurma hayali, SSCB‟nin dağılması akabinde Ermenistan‟ın ilk Cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan tarafından tekrar gündeme getirildi.

Ter-Petrosyan, bu projeyi hayata geçirme adına Ermenistan‟da yaşayan Azerbaycan Türkleri‟nin sürgününe ve Azerbaycan Cumhuriyeti‟ne bağlı özerk bölge durumundaki Dağlık Karabağ‟ın fiilî işgaline imza attı. 1991 yılında başlayan Karabağ Savaşı, Azerbaycan ve Ermenistan arasında 1994‟te ilan edilen ateşkes ile sona ermişti. Ancak Azerbaycan topraklarının beşte birini işgal eden Ermenistan, bu topraklardan yakın zamana kadar çekilmemişti (hukuken Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ hâlen Ermenistan işgali altındadır). Savaş süresince 20.000 Azerbaycan Türk‟ü şehit edilirken, 50.000 kişi yaralanmış, bir milyon kişi de metazori topraklarından göç etmek durumunda bırakılmıştı.

Hocalı   Katliamı‟nın    30.    yıl    dönümüne    girilirken    hukuken Azerbaycan‟a ait Dağlık Karabağ ve çevre rayonları (Azerbaycan topraklarının beşte biri) hunharca ve uluslararası hukuk (insanlık ayıbı olarak) çiğnenerek Ermenistan işgali altına girdi.

  1. yüzyılda dünyanın gözü önünde yaşanan Hocalı Katliamı ve Soykırımı‟nın sorumluları bugüne kadar herhangi bir cezai sürece tabi tutulmadı. İşgal edilen topraklardan Bakü‟ye çekilen 1 milyon Azerbaycan Türk‟ü, “göçgün” statüsünde yaşam mücadelesine mecbur bırakıldı; katliam sırasında esir alınan 1000‟e yakın Azerbaycan Türk‟ünün akıbeti ise hâlâ belli değil.

30 yıl evvel 26 Şubat 1992 günü İstanbul Ülkü Ocakları ve MHP il teşkilatı tüm Türkiye‟yi dalga dalga saracak “Mehmetçik Bakü‟ye” seslenişi ve eylemleriyle kamuoyu oluşturmuştu. Bu sesleniş ile Türkiye başta olmak üzere uluslararası hukuk‟un dikkatini çekecek bu eylemlerle bir nebze olsun Kardaş Can Azerbaycan Türk‟lerinin yarasına merhem olunmaya çalışılmıştı.

Azerbaycan 44 günlük savaş zamanı Büyük zafer kazandı. Topraklarımızın büyük bir hissesi duşman elinden geri alındı. Lakin, Hocalı yaramız hale sağalmamıştır. Kardeş Türkiyemizin 44 günlük savaş dövründe bizimlə beraber, omuz-omuza olması, Şuşa beyannamesinin imzalanması ve her iki devletin parlamentleri tarafından ratifikasiya edilmesi, Türk Devletler Teşkilatının yaranması, tarihimizin çok büyük hadiseleridir. Hocalılıarın, bütün halkımızın yarası o zaman sağalacakdı ki, Hocalı da Şuşa kimi Ana Vatana kavuşacakdır. Bu cinayeti yapanlar cezasını alacak, ve savaş canileri olaraq mühakime olunacaqlar.

Aziz ve Yüce Türk Milleti,

Ukrayna‟da yaşayan ve Ukrayna Devleti‟nin hukuken kendi toprağı ve bir parçası olan Donbass Özerk bir cumhuriyet ilan edilerek koparılmak amacıyla tüm dünyanın gözü önünde ayrılıkçı çeteler tarafınca işgal moduna alınarak parçalanmaya ve katliama maruz bırakılmaya çalışılmaktadır. 30 yıl evvel Azerbaycan Karabağ ve Hocalı için ayrılıkçı Ermeni Taşnak çetelerce hunharca uygulanan katliam bugün Ukrayna topraklarında devam ettirilmektedir.

Türk Dünyası Teşkilatlar Birliği‟nin hayata geçirilerek TürkTuran Birliği‟nin adım atıldığı bugünlerde Sovyet Rusya‟nın da çarlık imparatorluğu megolaideasının 21.yüzyılda hayat bulması amacıyla Hocalı katliamının sene-i devriyesinin 30.yılında başlattığı bu hunharca savaş insanlık ayıbı, vahşet ve soykırım olarak devamını getirmesinden endişe ederek Ukrayna saldırısını kınıyor; Hocalı katliamı ve soykırımı 30.yılında şehitlerimizi rahmetle, saygıyla ve minnetle yad ediyoruz.

Başta Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Aziz Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan Beyefendi ve Cumhur ittifakının çok kıymetli parçası MHP ve Genel Başkanı Dr Devlet Bahçeli Beyefendi ile Türk Dünyası Teşkilatı Aksaçlılarını 30.yılında Hocalı katliamı ve işgaline karşı gösterdikleri duyarlılık ve girişimlerinden dolayı şükran ve minnet duygularımızı iletiyoruz

Azerbaycan Milliyetçi ( Bozkurt) Demokrat Partisi

Bir cavab yazın

Sizin e-poçt ünvanınız dərc edilməyəcəkdir. Gərəkli sahələr * ilə işarələnmişdir